Zihinsel Odaklanmayı Arttırmanın Yolları

İnsan olarak gerçek potansiyelimizi keşfetmek , kendimize ve çevremize faydalı olabilmek ve zirvelere ulaşabilmek için zihinsel gücümüzü en yüksek seviyede kullanabilmeyi öğrenmemiz gerekir. Zihinsel odaklanma seviyemizi arttırdığımızda tüm işlerimizi kolaylıkla ve doğallıkla yapabilir ve potansiyelimizi bir üst noktaya çıkarabiliriz. Sen de yeteneklerini en üst seviyeye çıkarmak istiyorsan okumaya devam et.

Zihinsel Odaklanmayı Arttırmanın  Yolları

Zihinsel odaklanmayı artırmak için daha derin ve etkili bir yaklaşım, klişelerden sıyrılmış daha özgün bir bakış açısı arıyorsan doğru yerdesin, 

İşte zihinsel odaklanmayı en üst seviyeye çıkaracak etkili öneriler:

1. Duygusal Farkındalıkla Odaklanmanı Arttır

Zihinsel odaklanma genellikle dışsal uyarıcılardan değil, içsel durumlarımızdan kaynaklanır. Yani aslında istediğimiz birşeye ulaşamıyorsak bunun tek kaynağı yine kendimiz olabiliriz. 

 Duygusal dalgalanmalar, odaklanmamızı zorlaştıran en önemli etkenlerden biridir. Bu nedenle zihnimizi yönetmek için öncelikle duygularımızı doğru yönetmeyi ve doğru düşünmeyi öğrenmeliyiz.

İnsan zihni oldukça karmaşıktır. Geçmiş, gelecek ve şimdiyle ilgi birçok kaygı  geliştirebilir ve genellikle olumsuzu düşünmeye meyillidir. Geçmişte yaşadığımız duygusal problemler ayrılıklar, acılar, ihanetler ve adaletsizlikler zihnimizde büyük bir yer tutarken gelecekle ilgili korkular geliştirmek de şu anı yaşamamıza engel olabilir.

Zihnimizi programlamayı öğrenmek ve hayatla ilgili olumlu inançlar geliştirmek bu noktada çok önemlidir. Bu nedenle zihnimizi susturmanın ve duygu durumumuzu yönetmenin yöntemlerini bilinçli öğrenmemiz gerekir. 

Bu noktada öncelikle şunu bilmeliyiz ki: Geçmiş ve  gelecekle ilgili ürettiğimiz tüm duygular ve fikirler geçersizdir. İnsan sonsuz bir şimdide yaşayan, öğrenen ,dersler çıkaran ve yolculuğuna devam edendir. Bize düşen görev geçmiş ve gelecekle ilgili kaygı üretmek değil yaşadığımız zaman dilimini en güzel ve en faydalı olacak şekilde yaşamaktır. Bu nedenle her gün bilinçli olarak anda kalma çalışmaları yapmalıyız. Meditasyon, namaz, ibadet, okumalar  yapmak, spor yapmak ve sevdiğimiz işlerle uğraşmak yani pozitif ve anlamlı bir yaşam yaratma çabamız bizi geçmişin dertlerinden ve geleceğin kaygılarından arındıracaktır. Odaklanma gücümüzü arttıran bu eylemleri her gün yapmaya devam ettikçe dikkatimiz giderek yoğunlaşacak ve bu deneyimleri daha etkili ve keyifli bir şekilde yaşamamız mümkün hale gelecektir. 

Pratik öneri: Zihinsel odaklanmanızı kaybettiğinizde, durup bir bakın,  içsel durumunuzu sorgulayın. Hangi duygu sizi etkiliyor? Size gelen bu duygunun gerçekliği nedir?bunu farkedin. Bu duyguya odaklanmadan nasıl işinize odaklanabirsiniz bir düşünün. Genellikle hissettiğiniz duygu boş bir kuruntudan ibarettir ve şu anınızı etkileyecek bir konu değildir. Bu nedenle her gün yeniden ana odaklanın ve zihninizdeki sesleri dikkate almayın. Bilinçli olarak bunu yaptığınızda deneyimleriniz derinleşecek ve anlarınız mutlulukla geçecektir. 

2. ‘Flow’ Durumuna Girin

 "Flow" durumu, (akış hali) kişinin bir işe tamamen gömüldüğü ve zamanın nasıl geçtiğini anlamadığı bir haldir. Hepimiz sevdiğimiz bir işi yada görevi yaparken bu durumu mutlaka yaşarız. Akış durumunda insan kendini tamamen yaptığı işe kaptırır ve tüm varlığını unutur. Zaman algısı biter.  Yorgunluk, halsizlik, açlık...gibi tüm fiziksel ihtiyaçlar kaybolur. İşte yaratıcılığımızı kullandığımız bir meşguliyet bulmak bu yüzden çok önemlidir. Boyama yapmak, resim yapmak, şiir yazmak, dans etmek, heykel yada seramik yapmak...gibi birçok sanatsal faaliyet insanı akışa sokar.

Konunun özüne inmek gerekirse asıl mesele; bize ilham olan, kalbimizi mutlulukla ve heyecanla dolduran ve gözlerimize ışıltı getiren o işi keşfetmek ve onun peşinden gitmektir. Burada  yapmamız gereken şey,  ideal zorluk seviyesinde ve keyif aldığımız bir iş seçmek ve her gün düzenli olarak bu işleri yapmaktır. Ne çok kolay ne de çok zor olan bir iş,  dikkatinizi en iyi şekilde çekebilir.

Pratik öneri: Kendinizi “flow” durumuna sokmak için, mevcut işinizin zorluk seviyesini iyi ayarlayın. Yeteneklerinize uygun ve sevdiğiniz bir iş seçin ve her gün düzenli olarak rutin halinde bu işi yapın. 

3. Fiziksel ve Zihinsel Enerjiyi Dengelemek

Vücut biyolojik ve kimyasal tüm süreçleri ile bir bütündür. Odaklanmayı maksimum seviyeye çıkarmak için  bedenimizi de dinlemeliyiz. Düzenli molarak vererek dinlenmeli, bir kahve yada çay içmeliyiz. Açık havada kısa bir yürüyüş yaparak vücudumuzu canlandırmalıyız. Bu şekilde kısa molalar vermek zihnimizi canlı tutar ve iş verimini de arttırır.  Enerji seviyenizin düşük olduğu anlar, odaklanma kapasitenizi düşürebilir.

Pratik öneri: Enerjinizin düştüğü anda kısa bir mola verin. Birşeyler atıştırın, enerji verecek sağlıklı bir içecek tüketin, yürüyüşe çıkın yada egzersiz yapın. Bu kısa fiziksel aktiviteler, zihinsel yenilenmeyi sağlar ve odaklanmayı artırır.

4. Zihnini Sadeleştir

Daha önce de bahsettiğimiz gibi zihni geçmiş, gelecek ve şu anla ilgili tüm kaygılardan arındırdığımızda odaklanma kalitemiz de artacaktır. Zihinsel minimalizm özünde bize fayda vermeyen tüm gereksiz düşünceleri terketmektir. 

Pratik öneri: Çalışma alanınızda, evinizde ve dijital cihazlarınızda  yalnızca işinize yarayacak şeylere yer verin. Zihinsel minimalizm,  yaşam alanınızı da sadeleştirmekle mümkündür. Daha düzenli ve sade bir çevre işlerinizi kolaylaştıracak ve zihninizi rahatlatarak odaklanmanızı arttıracaktır. Bu nedenle çevrenizi sadeleştirin ve gereksiz olan şeylerden arının.

Siz de bu basit ama etkili önerilerle zihinsel odaklanmanızı arttırabilir ve potansiyelinizi en üst noktaya çıkarabilirsiniz.